biraz daha anlamsızlık üzerine konuşsaydı masayı üzerine devirip gidecektim. hayatın anlamsızlığı, dinlerin saçma oluşu, tanrının varlığının veya yokluğunun üzerine yarım düşünceler. biraz daha devam etseydi konuşmasına masaya kafamı geçirecektim. hayat anlamsız, dinler saçma, tanrı var ya da yok. masa güzel ama. çizikleri var. zamanla buraya gelmiş ve birasını içmiş olan çeşitli insanların kim bilir neler düşünerek vakit öldürdükleri masa.. ve biraz daha konuşsa demişlerdir.
devam etti.
biraz daha sigara içtim.
artık duramıyorum. salt suskunluk. kayıtsızlık. içimde biraz olsun bir kayıt hali olduğunda bunu yoketmeye çalışmamı neye sığdırabiliriz? onu öylesine ötekileştiriyorum ki bir gün sonra benden uzak oluncaya dek onu öldürmeye çalışıyorum.
-korkuyorsun! dedi bahsettiği konunun bir yerinde sonra devam etti.
ve ben;
ben sıkıldım tüm bunlardan.
biraz daha devam etseydi ben kalkıp gicedektim. bıkkınlığımı farkeden herkes gibi başka yerlere kafasını çevirmişti. neyse ki etmedi. fakat ben zihnimde yürüyordum. bir adım daha attığımda küçülmüştüm. her adımda daha fazla küçülüyordum. zevkten çıldırıyor, çığlıklar atıyordum. gülümsedim.
-ne düşünüyorsun?
*hadi buradan çıkıp dolaşalım. çimlerde olmak istiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder